26 Nisan 2012 Perşembe

GEÇMiŞ ZAMAN OLUR Ki


     Nedense uzun zamandır bloga yazmak gelmedi içimden. Ben de geri dönüş için bu zamana kadar yapıp da bloga koyarım düşüncesiyle resimlediğim şeylerden bir kolaj oluşturup merhaba diyeyim dedim :)
     Görüldüğü üzere gayet amatör ve kullanılan programın reklamını içeren bir kolaj oldu bu. Bunun için daha iyi önerileri olanlar varsa ve paylaşırlarsa çoook sevinirim :)
     Fotoğraflarda göze çarpan ayrıntılara gelecek olursak :)
     Çiçeklerimden kesitler var.Diktiğim lalelerden ki kendileri 6 tanelerdi sadece 2 tanesi açtı onlar da kırmızıydı.Malesef diğerleri açamadan kurudular.Soğanlarını sağlam bir şekilde saklamayı becerirsem gelecek yıl şansımı tekrar deneyeceğim.2 sümbülüm de açtı ama özellikle birinin ömrü pek uzun olmadı :(
    Ankara'da AKM'de Malatya günleri vardı.Bir Malatyalı olarak katıldım ama büyük bir hayal kırıklığına uğradım.Malatya'dan başka her yöreye ait bir şeyler vardı.Malatya sadece birkaç kayısı standıyla sınırlı kalmıştı.Bunların sahiplerinden biriyle nedenini konuştuğumuzda kiraların pahalılığından dolayı kimsenin açmaya yanaşmadığını söyledi.Aynı zamanda asıl fuar alanında Ege İlleri Tanıtım Günleri de vardı.Orası daha güzeldi.Bir sürü şeyde gözüm kaldı :) Çeyizlik bir iki parça bir şey aldım.İlerleyen günlerde paylaşırım artık onları da :)
     Pek görünmese de dostlarla bolca kurtlarımızı döktükten sonra bir Ankara gecesi klasiği olan Bestekar Sokaktaki seyyar (!) tavuklu pilav yapan amcada ziyafet çektik :)
     Yağmur,güneş ve bahar hepsi bir arada olunca gökkuşağı vazgeçilmez oldu ve telefonun kamerasıyla yakalayabildiğim kadarıyla alabildim :)
     Bolca kahve keysi yaptım üstelik bazılarında yalnız da değildim.Nişanlım bana eşlik etti.Doğum günüm için yaptığı sürpriz haftasonu kaçamağında kahvelerime eşlik etti :)
     Malesef ki Yozgat'ta BurgerKing yok :( Bir Burgersever olarak Ankara gezileri Burgersız olmazdı :)
     Kendime 2 tane eşarp,yazma adı her neyse işte ondan aldım fular olarak kullanmalık ve üstümden eksik etmez oldum :) Kesinlikle tavsiye edilir.
     Bir Ankara klasiği adayı olmayı fazlasıyla hak eden Hamamönüne gitmeden de duramadık :) Veee tabiki güzel ve güneşli bir günde açık havada yapılan pazar kahvaltısının üzerine Türk kahvesi gibisi yok :)
     Boncuklarla uğraşmaya şu an ara versem de boncuk almadan da duramadım :)
     Hamamönüne gitmişken çok merak ettiğim Ulucanlar Cezaevine de gidelim dedik ama malesef 16:00'da kapanıyormuş.Biz de pazar kahvaltısı olayını abarttığımızdan yetişemedik :( Başka zamana artık...
     Ve son olarak bu ara nedense kitap okumak da gelmiyor içimden.O yüzden hala Kitab-ı Aşk görünüyor karelerde :( Sanırım bu bahar bana pek yaramadı,bir türlü yorgunluktan kurtulamıyorum...

     İşte benim 1-2 haftalık başımdan geçenlerin kısa özeti böyle...Çok fazla ayrıntıya girmeye gerek yok.Ayrıntılı anlatmam gerekenlerin resimleri de burada mevcut değil zaten..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder